Daphne Talihsiz Nympha

Image

Daphne Talihsiz Nympha

DAPHNE
Talihsiz Nymphia

Daphne ırmak tanrı Peneus’un güzeller güzeli kızıdır: bir nympha. Söylencemiz ise Thessalia’da geçer. Daphne baba Peneus ne kadar bir torun özlemi çekse de adamış kendini yeryüzü ana Gaia’ya. Tıpkı Artemis gibi hiç gönül vermeden bir erkeğe yaşamak istermiş doğada özgürce. Gezerken şarkılarla danslarla koruda rastlamış o çapkın tanrıya: Apollon’a. Apollon görünce Daphne’yi ritmi bozulmuş ölümsüz kalbinin, bilmeden Daphne’nin yeminini koşarak yaklaşmış güzel nymphaya. Daphne bakmadan tanrının yakışıklılığına, kaçmış ırmak tanrı babasının kaynağına doğru. Apollon her ne kadar söylese de basit bir çoban olmayıp tanrı olduğunu, Daphne daha da hızlandırmış ayacıklarını. Söylenmiş içinden: “kim ki tanrıların sevgilisi olup da mutlu oldu bu dünyada”. Apollon yakalamak üzereymiş Dapne’yi ama varmışlar Peneus’un yanına, suyun başına. Daphne “kurtar baba!” deyip atmak istemiş kendini babasının kucağına, o buz gibi ırmağa. Ama kalakalmış toprağın üzerinde, kutsal Gaia’nın kucağında. Ayakları gömülmüş toprağa, elleri, kolları, saçları dönüşüvermiş dallara, yapraklara… Peneus kızını elde edemesin diye Apollon, bir ağaç haline getirmiş o çok sevdiği yavrusunu. Apollon ellerinde kocaman bir ağacın gövdesini bulmuş aniden, sarılı kalmış uzun müddet. Kaldırıp başını Olympos’a doğru seslenip ölümsüzlere, “Güzeller güzeli Daphne’yi saramadım, düzenleyemedim kalbimin ritmini, şahit olsun ölümsüzler Daphne benim kutsal ağacımdır bundan böyle ve savaşın zaferini anlatsın diye kahramanlar taksınlar başlarına yapraklarından çelenkler. Yan yana gelmesek de şairler anlatsınlar bizi dizelerde birlikte.”

CYPARISSUS Hüzünlü Servi

Aside

Görsel

CYPARISSUS
Hüzünlü Servi

Auge Herakles ile birleşerek Cyparissus’un babasını, Telephos’u dünyaya getirir.

Ayrı bir mitin konusudur bu, başka bir yazında anlatılacak.

Ama bilinmesi gerekir ki oğlunun kaderi isminde çizilmiştir.

Telephos’un adında grekçe geyik / dişi geyik anlamı saklıdır: elaphos.
Oğlunun geleceğini bir dişi geyiğin belirleyeceğini
belki de ismi konulurken biliyordu tanrılar :

İnsanların hayatları üzerinde oynayarak eğlenen O ölümsüzler.
Cyparissus Keos’ta otururdu.

Olağanüstü güzelliğe sahip Cyparissus kendine hayran bırakmıştı Apollo’yu,

bazı yazarlar sadece onu değil Zephyros’u hatta Roma’nın doğa tanrısı Silvanus’u da kendine hayran bıraktığını anlatırlar bize.

Cyparissus çocukluğundan ergenliğine dek en yakın arkadaşı bilmişti dişi bir geyiği. Lakin yaşama küstürür Cyparissus’u, sevdiği geyiği yanlışlıkla ok ile vurması. Cyparissus’un dünya başına yıkılmıştı.

Can yoldaşını elleriyle öldürmüştü.

Kederden yalvarır tanrılara canını alsınlar diye.

Sadece ölümle kalmasın diye cezası,

gözyaşlarının her daim gökyüzünden akmasını ister ölümsüzlerden.

Apollo hayran olduğu Cyparissus’un sesini duyar

ve acılarını dindirmek için ve her zaman doğada var olsun diye

onu bir serviye dönüştürür.

Günümüzde yaşayan servi ailesinde en yakışanıdır

Cupressus funebris Cyparissus’a çünkü Ağlayan Servi’dir anlamı.

Bilmez pek çok kimse ama hala ağlamaktadır Cyparissus can yoldaşına

Gözlerimizin önünde.

Pablo Neruda Kuşlar Sanatı Can Yayınları

KUŞLAR SANATI / Pablo NERUDA

Mücadele ve Sevi şiirileriyle tanıdığımız Şilili ozan Pablo Neru’danın ülkesinin kuşları üzerine yazdığı güzellemeleri Can yayınevi dilimize kazandırmış. Yayınevi “Dünya şiirinde eşi görülmemiş bu şiir deneyinin, ıssızlaşan bir dünyada insan varlığına estetik bir hatırlatma olacağı kanısıyla, Kuşlar Sanatı’nı yayımlamaktan özel bir kıvanç duyuyoruz.” demektedir. Şiirler ALOVA çevirisiyle birlikte okuyanı Neruda’yı farklı bir konuyla şiir soframıza sunuyor. Ama en büyük eksik okuyucuların Şili kuşları hakkındaki bilgi dağarcığının eksikliği; şiirlerin yanına kuşların görselleri de konulsaydı okuma ve algılama mükemmel olabilirdi. Bunu aşağıdaki şiirde örnekleyebiliriz. Resimin olmamasının eksikliğini okuyucuya bırakıyorum.

Şiirleri okurken biraz internet çalışması yapılması gerekiyor. Ondan sonrası Neruda dizeleri ve siz.

Yüreğinizde şiir eksik olmasın…

SENSİZ

Gelir de o an
Gidersem bu şehirden
Ayak izlerim kalır sokaklarda
Ve eylemlerde sloganlarım…
Atılmamış yarım kalmış küfürlerim
Patlar ansızın kentin orta yerinde
Çoğaltılmamış aşklarım hüzün dolar,
Payıma yalancı sevişmeler kalır.
Küçücük bir yel ile üşür
boşalmış bedenim
Seni düşünürüm aysız gecede
Bir ışık seli kopar gelir
Mıhlanır sol yanıma
Yüreğime…

Bu şehirde
Her zaman
Geceler
Yıldızsız ve sessiz
Bir uzun havadır şafak
Loy loy çeker aydınlanır gün
Şehir dolar insanıyla
Susma
Bunca kalabalığa rağmen
Sessizdir bu kent
Ve sensizdir bir şair.

Eylül 96/nisan 97

Merhaba dünya!

Welcome to WordPress.com. After you read this, you should delete and write your own post, with a new title above. Or hit Add New on the left (of the admin dashboard) to start a fresh post.

Here are some suggestions for your first post.

  1. You can find new ideas for what to blog about by reading the Daily Post.
  2. Add PressThis to your browser. It creates a new blog post for you about any interesting  page you read on the web.
  3. Make some changes to this page, and then hit preview on the right. You can always preview any post or edit it before you share it to the world.